"Fakir bir dille zengin bir düşünce dünyası kuramayız. Dil ve düşünce dünyamız eş zamanlı olarak fakirleştiğinde başkalarının kavram ve tasavvur dünyasının esiri oluruz. Düşünmek, bu esaretten kurtulmaktır."
Cehalet; dil, düşünce ve gerçeklik arasındaki toplumsal olarak yaratılmış ilişkileri yok etmese bile sakatlayarak, gerçek bir yurttaşlığa ulaşmanın önünde engele dönüşür. Onları sakatlar, çünkü okuryazar kültürlerde okuma yazma bilmeyenlerin dil, düşünce ve gerçeklik arasındaki ilişkinin döngüsünü tamamlamalarını engeller ve bu ilişkinin anlaşılması açısından önemli ve gerekli bir araç olan yazmaya açılan kapıları kapatır.
Genellikle sembolü analiz ediyor ve bireyin bu sembolü kullanmadaki niyetinin ne olduğunu anlıyoruz. Sonra bu sembolün diğer bireyin aklındaki niyete çağrı yapıp yapmadığına bakıyoruz. İnsanların aklında düşünce setlerinin olduğunu ve bireylerin, niyetlerine cevap veren keyfi sembollerden yararlandığını varsayıyoruz. Ancak bahsettiğim anlamda dil konseptini genişletirsek, niyet denilen şeyin bizim takındığımız tavır veya jestlerin bizzat içinde olduğunu görebiliriz. Odaya giren birine sandalye sunmak kendi içinde ince bir davranıştır. Kişinin kendi kendine o insanın sandalye istediğini söylediğini farz etmek zorunda değiliz. Görgülü bir insanın sandalye sunması neredeyse içgüdüsel bir şeydir. Bu sadece bireyin tavrıdır. Gözlemcinin bakış açısından ise bir jesttir. Toplumsal eylemlerin bu gibi ilk aşamaları, yerinde sembol ve bilinçli iletişimden önce gelir.
Yeni bir kitabın sonuna gəlib çatdım. Yenə bir insanın həyat hekayəsi bir kitaba sığdırılıb. Əsərdə əsas baş obraz Pipdir. Onun uşaqlıqdan yetkin insan olmasına qədər həyat hekayəsi qələmə alınıb. Beləki, əsərdə Pip valdeyinlərini itirmiş, bacısı ilə birgə qalan uşaqdır. Bacısı isə həddən artıq qəddar biridir. Onu döyürdü, acılayırdı. Kobud
Okay (1931-2017), İslam Ansiklopedisi’nin on altıncı cildinde yazdığı ‘’hatırat’’ başlıklı madde başında ilk olarak hatıratın, edebi bir kavram ve terim olduğundan ve ilk örneklerine tarihsel değeri yüksek metinlerin içerisinde bulabileceğimizden söz eder. Söz konusu metinler tarih, seyahatname, rûzname, menâkıp, tezkire, muhtıra ve mektuplardır.
1682. İbni Ömer radıyallâhu anhümâ'dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Bu sûretleri (resim ve heykelleri) yapanlar, kıyamet günü, ‘bu yaptıklarınıza can verin, haydi!’ diye azâb edileceklerdir."
Buhârî, Büyû' 40, Bedü'l-halk 7, Nikâh 76, Libâs 89, 92 95, Tevhîd 56; Müslim,
Turancılık, Türkiye'de 60 yıldan beri tartışılan bir konudur. Zaman zaman Türklerle akraba milletleri de içine alan bir sistem halinde düşünülmekle beraber bugün Turancılık deyince Türkiye'de anlaşılan şey tarihi mirasları da dahil olduğu halde bütün Türklere tek devlet halinde birleştirmek ülküsüdür ve her Ülkü gibi nesillere bakan kan